Kırık Sandalye

Bir zamanlar küçük bir kasabada, eski eşyalarla dolu bir antikacı dükkanı vardı. Bu dükkanın sahibi İhsan Bey, yıllardır kasabada yaşayan ve herkesin saygı duyduğu bir adamdı. Dükkanında birçok değerli eşya bulunsa da, en çok dikkat çeken eşyalardan biri, köşede duran eski ve kırık bir sandalyeydi. Bu sandalye, ahşap ayaklarından biri çatlamış ve üzerine oturulduğunda sallanırdı. Kimse bu sandalyeye ilgi göstermezdi, çünkü işe yaramaz görünüyordu.

Bir gün, kasabaya yeni taşınan genç bir psikolog olan Elif, dükkana geldi. İhsan Bey, her zamanki gibi güler yüzle karşıladı ve ona dükkanındaki eşyaları gösterdi. Elif, dikkatlice dükkanı gezerken, köşede duran kırık sandalyeye gözleri takıldı.

"Bu sandalye neden burada?" diye sordu Elif, şaşkınlıkla.

İhsan Bey hafifçe gülümsedi. "Bu sandalye bir ders niteliğinde. Bir gün bir müşterim tamir etmek için getirdi ama sonra unuttu. O günden beri burada duruyor. Bazen en büyük dersler, kırık şeylerden gelir."

Elif sandalyeye yaklaştı ve dikkatlice inceledi. "Nasıl bir ders bu?"

İhsan Bey sandalyenin yanına gelip ellerini hafifçe ona dokundurdu. "Bu sandalye tıpkı insanlar gibidir. Zamanla bazı parçaları kırılır, aşınır. Ama bir insanın kırılmış olması, onun değersiz olduğu anlamına gelmez. Sandalyeyi tamir etmeye çalışan herkes sadece dış görünüşüne odaklandı. Oysa, sandalye asıl gücünü, onu yapan ellerin dikkatinden ve özeninden alır."

Elif sandalyeye bir kez daha baktı. Bu sefer onu sadece kırık bir eşya olarak değil, bir anlamı olan bir nesne olarak görmeye başladı. "Psikoloji de böyle değil mi?" diye düşündü. İnsanlar kırıldığında ya da zor zamanlar yaşadığında, genellikle bu kırıklarla başa çıkmak yerine onları gizlemeye çalışır. Ama asıl çözüm, kırıkları onarmak, geçmişteki yaraları kabul etmek ve onları tamir etmeye gönüllü olmaktan geçer.

İhsan Bey, Elif'in düşünceli yüz ifadesini fark etti. "Bu sandalye, doğru ellerde yeniden hayat bulabilir. Tıpkı insanların da doğru destekle eski güçlerine kavuşabileceği gibi. Sandalyeyi tamir edersen, ona sadece fiziksel bir onarım yapmış olmazsın. Ona yeniden bir anlam kazandırırsın. Tıpkı terapinin, bir insanın duygusal yaralarını iyileştirmesi gibi."

Elif, bu sözlerden çok etkilenmişti. İhsan Bey'e teşekkür etti ve dükkandan çıkarken içinden bir karar verdi: Kasabaya gelen insanlara sadece mesleki bilgiyle değil, aynı zamanda anlayış ve sabırla yaklaşacaktı. Çünkü herkesin bir kırık sandalyesi vardı. Önemli olan, o kırık parçaları bir araya getirip yeniden güçlü bir yapı oluşturabilmekti.


Hikayeden Çıkarılacak Ders:

Her insan hayatının bir döneminde duygusal veya psikolojik kırılmalar yaşayabilir. Bu kırılmalar, o kişinin değersiz olduğu anlamına gelmez. Tam tersine, bu süreçler, insanın güçlenmesine ve yeniden yapılanmasına vesile olabilir. Doğru destek ve anlayışla, her birey eski gücüne kavuşabilir ve hatta daha da güçlü hale gelebilir. Tıpkı bir sandalyenin ustaca tamir edildiğinde yeniden kullanılabilir hale gelmesi gibi, insanlar da duygusal yaralarını onardıkça hayatlarına daha sağlam adımlarla devam edebilirler.


 
WeCreativez WhatsApp Support
Merhabalar, Lütfen Bilgi Almak İstediğiniz Konuyu Bildirin. Örnek: Yetişkin Terapisi Fiyat Bilgisi